Bu güzel şiiri ve anıyı bizimle paylaşan Kıral Çıtırık’a teşekkür ederiz.
“Niğde de yaşamakta olan Andırın’lı bir kardeşimiz memleketinden eşine dostuna telefon eder. Kargo yoluyla tirşik getirtir. Arkadaşlarını da ‘Bizim evde tirşik var. Akşama gelin, hep beraber yiyelim.’ diyerek davet eder. Akşam olur, arkadaşları gelir ve tirşiği pişirmeye başlar. Tuzunu atıp, sarımsak da ezdikten sonra tadına bakar. Tirşiği ocaktan tam indirecekken kazan birden devrilir. İçinde bir kaşık tirşik dahi kalmaz. İşte bu şiiri, o olaya ağıt olarak yazdım. Zevkle okumanız dileğiyle…
—————‘TİRŞİK’E AĞIT—————
İndireyim derken kazan yıkıldı.
Amanın yetişin tirşik döküldü.
Parça parça ciğerlerim söküldü.
DOLANI DOLANI nasıl ağladım.
Daha iflah olmam bunun üstüne,
Haber saldım eşim ile dostuma,
Oturdum da bir kütüğün üstüne,
SALLANI SALLANI nasıl ağladım.
Sarımsağın ezdim tuzunu attım.
İncecik doğradım elimle yaptım.
Ne birine verdim ne de bir tattım.
SIZLANI SIZLANI nasıl ağladım.
Tirşiğin yerini bir şey tutmuyor,
Unutamam artık içim kurt yiyor.
Biri gelmiş ardı önü ot diyor,
SÖYLENİ SÖYLENİ nasıl ağladım.
Tam pişirdim indirecek sıraydı,
Tencerede bir tabakçık kalaydı,
Keşke süt veren ineğim öleydi,
HIÇKIRA HIÇKIRA nasıl ağladım.
Bir elim dizimde biri döşümde,
Bir gün önce ev yıkıldı düşümde,
Yıldız kaydı diyor idi eşimde,
ANLATI ANLATI nasıl ağladım.
Der ÇAKALCIOĞLU bunu da gördü.
Çığlığıma koşarak komşular geldi.
Tirşiğim döküldü, doktorum öldü,
ÇIRPINA ÇIRPINA nasıl ağladım.
Yazan: Hasan Korkmaz (ÇAKALCIOĞLU)”
Yorum Yazın