Karatepe – Aslantaş Açık Hava Müzesi, Türkiye’nin ilk açık hava müzesidir. Kadirli ilçesi sınırlarındadır. M.Ö. 8. yüzyılda, kendini Adana Ovası hükümdarı olarak tanıtan Asativatas tarafından, kuzeydeki vahşi kavimlere karşı sınır kalesi olarak yaptırılarak, Asativatas ismi verilmiştir. Tam çözülememiş olan Hitit hiyerogliflerinin okunması, buradaki Finike (çivi) yazıları sayesinde olmuş, dünya üzerindeki Hitit yazıları ilk defa burada okunmuştur. Bu yazıların okunmasıyla, Anadolu’da M.Ö. 2000 yılına kadar giden hiyeroglif yazıların tamamı okunmuş olmuştur. Karatepe-Aslantaş’daki eserler, bütünlüğü korumak adına, ayrı bir müzeye taşınmamış “Açık Hava Müzesi” kurularak eserlerin burada sergilenmesi uygun görülmüştür.
Açık Hava Müzesi olmasının yanı sıra, üç tarafı baraj gölüyle kaplı Andırın Ovası’na hakim bir tepede, yarımada şeklindeki burun üzerinde ve etrafı ormanlarla kaplıdır. Konumuyla Anadolu’daki diğer ören yerlerinden ayrılır. Çukurova’yı Andırın-Göksun üzerinden İç Anadolu’ya bağlayan “Akyol” (Ağyol-Kocayol) olarak anılan tarihi kervan yolunun üzerindedir. Bu yol, Hititlerden önce, Hititler zamanında ve Haçlı Seferleri sırasında kullanılmış, yakın zamanlara kadar da Yörüklerin göç yolu olmuştur.
Yöre halkı buraya, aslan heykellerinden dolayı “Aslantaş” der. Örene en yakın topografik noktanın Karatepe olmasından dolayı buraya, Karatepe-Aslantaş denmesi daha uygun görülmüştür. Müzenin iki km. kuzeyindeki, Haçlılar tarafından yaptırılan Kum Kalesi, bugün baraj gölü suları altında kalmıştır. Halet Çambel’in büyük çabalarıyla açık hava müzesi haline getirilen Karatepe – Aslantaş müzesi görülmeye değerdir. Tarihle iç içe olmak, tabi güzelliğiyle farklı bir atmosferde hissetmek için bu yegane müzelerden birini Osmaniye’ye gelmişken, görmeden gitmeyin!
Yorum Yazın